Uyuşmazlıkları çözmesi istenilen kanunların teorik düzenlemelerden ibaret olması, uyuşmazlığın tarafı olan ve kanunun süjesi durumunda olan birey için anlaşılabilirlik problemi oluşturmaktadır.
Başka bir anlatımla mevzuatın mevcut ihtilafa nasıl uygulanacağı ve taraflara etkisinin ne olacağını tespiti için yardıma ihtiyaç duyulmakta olması günümüz hukuk dünyasının temel problemlerinden birisidir. “Kanunu bilmemek mazeret teşkil etmez” prensibi ile vatandaşın mevzuata uygun hareket etmesi beklenir ancak mevzuatın nasıl uygulanacağı konusunda kapsamlı bir eğitim ve hatta eğitim sonrası tecrübe gereksinimi en modern hukuk sisteminde dahi adalete karşı güven eksiğinin temel nüvesidir.
İnternet kullanımının yaygınlaşması ile “Google Dede” namı ile her şeyi bilen akil zat durumuna yükselen arama motorlarının verdiği arama sonuçları bilmeme kaynaklı iç gelirimin giderilmesine ve çözüm e katkı sağlayacak doğru meslek grubunun bulunmasına fayda sağlayacaktır. Ancak bu kolay ulaşılabilirlik denetlenemez bir halde olması nedeniyle çoğu zaman güncel olmayan veya hatalı sonuçlara sebep olduğu da gözen uzak tutulmamalıdır.
Gelir düzeyinin artışı ve finansman araçlarına kolay ulaşım; aile bireylerinin malvarlığındaki artışı sağlarken, bu artış boşanma sonrasında mal rejimi ile ilgili yeni soruları da güncel hale getirmiştir. 4721 sayılı Medeni Kanun ile kabul edilmiş yeni mal rejimi düzenlemeleri bu davaları daha da güncel hale getirmiştir.
Bu bakımdan mal rejimi ve tasfiyesi ile ilgili olarak sık sorulan ve eşlerce boşanma davası açılmadan önce dahi planlamaya gayret ettikleri bu konuda yüzeysel bir bilgi verme amacıyla bu yazıyı paylaşmak istedim.
Mal rejimi ve tasfiye konusu ile ilgili olarak en çok sorulan ve ihtifalın genel çerçevesini çizen 3 soru mal rejimi bahsinin ana hattını ortaya koyacaktır. Buna göre:
- Hangi dönemde edinilmiş mallar ortaklığa konudur?
- Hangi mallar ortaklığa konudur?
- Eski Medeni Kanun döneminde evlenmiş olanların malları da ortaklığa konumudur?
- Zamanaşımı süresi nedir?
-Eşler arasında bir ortaklık yerine “Mal Rejimi” tabirini kullanmak daha doğrudur. Eşler aralarındaki mal rejimini serbestçe belirleyebilirler. Buna göre eşler kanunla düzenlenen “Edinilmiş Mallara Katılma(MK218)”, “Mal Ayrılığı(MK242)”, “Paylaşmalı Mal Ayrılığı(MK244)”, Mal ortaklığı(MK256) rejimini seçmekte serbesttirler.
-Eşler bir mal rejimini seçmemişler ise edinilmiş Mallara Katılma rejimi geçerli olacaktır.(MK202) Dolayısıyla 4721 sayılı kanun liberal hükümleri çerçevesinde eşleri mal rejimi bakımından herhangi bir ortaklığa zorlamamaktadır. Bu konudaki sıkıntıların kaynağı kanun değil eşlerin bu konuyu daha öncesinde belirlememesidir. Bu belirsizlik halinde bir eşin edindiği tüm mallara diğer eş katılacaktır. (MK202) Bu üç soru “edinilmiş mallara katılma rejimi”ne göre değerlendirilirse;
1- Nikah akdinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallar ortaktır. Mal rejimi ölüm, farklı bir mal rejimi belirlenmesi, evliliğin iptali, boşanma ile son bulur (MK225)
2- Birinci cevaba göre mal rejiminin yürürlükte olduğu dönemde karşılık verilerek edinilmiş(ivazlı) tüm kazanımlar katılma rejimine konudur. Miras, Bağışlama nedenine bağlı kazanımlar karşılıksız olduğu için kapsam dışındadır. Ancak sigorta tazminat ödemeleri, emekli ikramiyeleri, tazminatlar gibi kazanımlar ise edinilmiş mal kapsamındadır.
3- Mal rejimi bakımından hangi tarihte evlendiğinizin bir önemi yoktur. Yani Eski Medeni Kanun döneminde evlenmiş olsanız dahi 4721 Sayılı Medeni Kanunun yürürlüğe girmesinden 1 yıl içinde mal rejimi belirlememiş olmanız halinde edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olacaksınız. (Medeni Kanun Yürürlüğü hakkında kanun m10)
Paylaşım bakımından önemli olan malın edinilmesi tarihidir. İhtilaf konusu mal edinilmiş mallar:
-Katılma rejiminin yürürlükte olduğu dönemde iktisab edilmiş ise Artık değere katılma davası (MK231) veya değer artış payı davası(MK227)
-Önceki kanun döneminde iktisab edilmiş ise Katkı payı alacağı davasına konu olacaktır.
4- Mal rejimine ilişkin davaların başlangıçta MK 178 maddesi gereğince 1 yıllık zamanaşımına tabi olduğu söylenmiş ise de Yargıtay 8. HD 10 yıllık zamanaşımını geçerli olduğunu içtihad etmiştir.
Konuya basitçe bir bakış olarak yazdığım bu yazı ihtilafın tarafı olanları asgari düzeyde ve yüzeysel bilgilendirme ve bilinçlendirme amacı gütmektedir. Bunun dışında mal rejimi ile ilgili yapacağınız düzenleme vb tasarruflar için muhakkak avukatınızın görüşü doğrultusunda hareket etmenizi tavsiye ederim.