Kendine has özellikleri bulunan icra hukukunu ilk elden uygulayan icra memurunun statüsünün idari mi yoksa hukuki mi olduğu konusu doktrinde sıklıkla tartışılmış neticesinde ortaya çıkan görüşler ve doğuracağı sonuçlar uygulamada dikkate alınmamıştır.
İcra memurunun gerçekleştirdiği faaliyetin hukuki veya idari faaliyet olarak nitelendirilmesi hem icra memurunun sorumluluklarının hem de görüşleri ve kararlarının etkilerinin neticeleri bakımından önem arzetmektedir.
İcra memurunun faaliyetin adli faaliyet olduğunu ve icra memurununda adli memur olduğunu savunan Postalcıoğlu’nun aksine doktrinde faaliyetin bu şekilde bir tasnife tutularak pratik sonuçlar çıkarmaya çalışmanın ve böyle bir sınıflandırmanın da yanlış olacağı fikri hakim olmuştur. Bu fikrin en büyük gerekçesi de icra memurunun faaliyeti sırasında adli hemde idari faaliyetleri bir arada yürütmesi gösterilmiştir.
Zira icra memuru yaptığı işlemler ile hem alacaklının hemde borçlunun lehine olacak mumaleler yapabilir. Kesinleşmiş kararlarından res’sen dönemez, istisnai durumlar hariç işlemi nasıl yapması gerektiğine ilişkin olarak hakimce talimat verilemez. Yürürlükteki yasaları re’sen uygulamakla yükümlüdür.
Ancak böyle bir ayrımın netleşememiş olması da uygulamada muamelenin tıkanmasına neden olan, icra takip prosedürünü zorlaştıran sonuçlar doğurmaktadır. Zira icra memurunun tartışma konusu eylemi idari bir işlem mi yoksa hukuki bir görüş müdür bunun ayrımı yapılmamaktadır. İcra memerunun muamelesine karşı şikayet yolu düzenlenmiş ise de bu yol ile sadece icra memurunun eylemleri denetlenebilmekte, üçüncü kişilerin riayetsizliği durumları için bir yol bulunmamaktadır.
İcra İflas Mevzuatı ile icra memuruna tanınan geniş yetkiler; Bankacılık Kanunu, Vergi Usul Kanunu gibi modern mevzuatın hükümleri doğrultusunda daralmakta, bazen de mer’i diğer mevzuatın farklı yorumlanması sonucu memurunun faaliyeti daralmaktadır. Bu durum ise icra memurunun faaliyetini güçleştirmekte, icra takip prosedürünü karmaşık ve güç bir hale getirmektedir.
Bu konunun en pratik sonucu icra memurunun takibi daha ileri aşamaya taşımayı amaçlayan yazışmalarının, emirlerinin yerine getirilmemesi ve bu ihmali harekete karşı herhangi bir yaptırımın öngürülmemesidir. Yazıma eklediğim birkaç ilam veya yazışma yukarıda bahsettiğim ve teorik ve önemsiz gibi görünen konunun somutlaşmasına yardımcı olacaktır.
Önemsiz, anlamsız gibi görünen bu statü belirsizliği icra muamelesenin etkisizleşmesine, uzamasına neden olmaktadır.